Yıllar geçiyordu, üniversite denizinde kara görünmek üzereydi. Bilgi birikimiz yerinde durmuyor, fabrikalar yetişen mühendisleri bünyelerindeki çarklara dişli yapmak için dakika sayıyordu.
Biz ise hiçbir üretimin olmadığı üniversiteyi çok da önemsemiyorduk.
Hayatın anlamını ‘source kod’larda aradık, varoluş sendromunu ‘if else’lerle çözmeye çalıştık.
Bizler modern dünyasının 0 ve 1’leri arasında yaşamak zorunda bırakılan çocuklardık.
Thomas Bey’in “İnsan alet kullanan hayvandır” sözünü çağa uyarladık: “İnsan alet kullanan aleti yapan hayvandır” şeklinde olabilir ya da ‘alet insan kullanan varlıktır’ belki de en doğrusu ‘alet toplumları yok eden ucubedir” desek en doğrusu olur.
En nihayetinde ‘elinde çekiç olan herkesi çivi olarak görür’ ve ‘işi alet yapar el övünür’ derler.
Biz de diyoruz ki yok etmek için değil var etmek için,
Öldürmek değil yaşatmak için,
İnsanı kendine yabancılaştırmayan,
İnanarak üretmek için teknoloji…